
cezaevinde nasıl sayım alındığını merak edenlerin okuması gereken bir yazıdır bu.
düşmem demeyin; cezaevine hiç düşmeyecek insanlar şu anda cezaevinde yatmaktalar. kim bilir belkide onlarda “ben hayatta cezaevine girmem” diyorlardı ama 10 dakika sonra gelir manyağın birisi size sataşır ve kavga edersiniz, bir yumruk sallarsınız ve adam geberir gider… 3 beş saat sonrada kimbilir belkide bir daha çıkmamak üzere cezaevine girersiniz.
işte hayat böyle bir şeydir.
kesin konuşmaktan sakınmak gerekir. Allah insanı söylediği laflarla imtihan eder ! bu bakımdan kesin konuşmaktan, büyüklük taslamaktan, “bana hiç bir birşey olmaz” demekten kaçınmak gerekir.
böbürlenmeden sıradan ve sakin bir hayat tarzı en güzel yaşam tarzıdır.
bugün dünyanın en ünlü psikologları bile kabul etmiştir ki, fazla mal, fazla şöhret insanı huzursuz eder.
nereden nereye geldik neyse meseleye girelim…
evet cezaevindeyiz…
cezaevinde sabah ve akşam olmak üzre günde 2 kere sayım alınır.
günde 2 kere sayım alanlar “gardiyan” diye tabir edilen cezaevinin sevk ve idaresinden sorumlu personellerdir. bu görevi yapanlara “infaz koruma personeli” denir ama onları bu isimle kimse tanımaz…
sabah, bir önceki postadan (gece vardiyasından) nöbeti devralan gardiyanlar, teslim alacağı cezaevi mahkumlarının tamamını sayarak alır. öyle ya; belki gececi cezaevi personeli görevdeyken bir mahkum kaçmıştır, kaçan mahkum ise o an cezaevinde hangi vardiya görevdeyse onun sorumluluğundadır ve devlet, hesabı o vardiyada görevli bulunan idari personele keser. işte bu bakımdan sabah vardiyası (yani 12 saat cezaevinde kalacak ve cezaevinin sevk ve idaresinden sorumlu olacak gardiyanlar) görevlerini teslim almadan evvel baş gardiyanla birlikte bütün bloklardaki mahkumları teker teker sayarlar. bu sayıma çok nadirde olsa cezaevinin 2.müdürleri de eşlik eder.
cezaevinde yüzlerce oda, hücre ve koğuş vardır. gardiyanlar, mahkumların kaldıkları bu odalara teker teker girerek bütün mahkumları sayar. koğuşun kapısı açılır, içeri 3,5 gardiyanla birlikte bir tane başgardiyan girer. o esnada içeride yatan mahkumlardan ayağa kalması istenir, mahkumlar ayakta iken sayılırlar. genelde odalar 3,5,10,15 kişilik olduklarından basit bir bir şekilde sayım alınır. mahkum sayısı başgardiyanın elinde bulunan “mahkum listesiyle” aynıysa problem yoktur ve Allah kurtarsın dedikten sonra kapıyı kapatıp giderler.
çok hızlı bir şekilde bütün cezaevi sayılır. mesela cezaevinde 500 mahkum bulunuyorsa ve sayım sonucu 500 ise yeni gelen vardiya görevi teslim alır. bu sayı eksikse yeni gelen vardiya cezaevini teslim almaz, hemen devreye cumhuriyet savcıları girer ve soruşturma başlar.
görevi yeni gelen vardiyaya sorunsuz ve mukaatsız teslim eden vardiya ise evine gidip istirahat eder… bir sonraki sayım ise akşam saatlerinde gene aynı şekilde, gene aynı mantıkla gerçekleşir. bu hep böyledir; günler, haftalar,aylar ve yıllar geçer…
odalara girip sabah sayım alan gardiyanlar bahçenin kapısını açar. akşam gelen vardiya ise sayım aldığı esnada bahçe kapılarını kilitler. bu bahçe bildiniz topraklı, çiçekli, böcekli bir bahçe değildir… 4 bir yanı saf betondur ve sadece gökyüzünü görebilirsiniz.